Tarsus’ta Mutlaka Görülmesi Gereken Doğal Güzellikler

Tarsus Şelalesi

Tarsus’un Çağlayan Mahallesi sınırları içinde bulunan Tarsus Şelalesi, ilçe merkezinin 2,5 km kadar kuzeyindedir.

Tarsus Şelalesi, Berdan Çayı üzerinde 15 metre yükseklikten akan ve bir Roma mezarlığına dökülen harika bir şelaledir. Alüvyon yatakları ile Çukurova Deltası'nın yükselmesinde önemli rol oynayan Bedran Nehri, kaynağını Orta Torosların güneydoğu eteklerindeki Bolkar Dağları'nda yer alan derelerden almaktadır.

Şelale, milattan sonra 500 senesinde dönemin Bizans İmparatoru Justinianus tarafından şehri selden korumak için nehir yatağının değiştirilmesinden dolayı oluşmuştur. Kydnos denilen bu antik yerde, konalemera denilen yapı ile kayaya oyulmuş eski Roma mezarları bulunmaktadır.

Deniz seviyesinden yaklaşık 15 metre yükseklikteki kayalardan dökülen su kaynağı, özellikle karların eridiği kış ve ilkbaharda maksimum seviyeye ulaşmaktadır. Söylentilere göre Büyük İskender, Kydnos'da banyo yaptıktan sonra zatürreye yakalanmış ve kısa süre sonra vefat etmiştir. Halife Memun'un da aynı şekilde vefat ettiği bilinmektedir.

Tarsus Şelalesi’ni görebilmek için herhangi bir ücret ödemenize gerek yoktur.

Tarihte pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış ve farklı kültürleri bir arada yaşatmasıyla zengin bir tarihi geçmişe sahip Tarsus için planladığınız tatilinizde konaklama yapacağınız otele henüz karar vermediyseniz Tarsus Otelleri sayfamızı inceleyebilirsiniz.

Ashab-ı Kehf Mağarası (Yedi Uyurlar Mağarası)

Ashab-ı Kehf Mağarası ya da bir diğer adı ile Yedi Uyurlar Mağarası, Tarsus ilçe merkezine 12,5 km mesafedeki Dedeler Köyü’nde yer almaktadır.

Ashab-ı Kehf Mağarası, Hristiyanlar ve Müslümanlar tarafından kutsal bir yer olarak kabul edilmektedir. Tarsus'taki Ashab-ı Kehf Mağarası, dünyanın pek çok yerinde boy gösteren yedi uyur inanışının en önemli merkezidir. Aynı zamanda, Tarsus inanç turizminin önemli bir parçasıdır.

15 basamaklı merdiven ile inilen ve Encülüs Dağları’nın yamaçlarındaki mağara doğal güzelliği ile pek çok turisti mest etmektedir. Kuran-ı Kerim’de de adı geçen mağarada 4 türbe vardır. Bu mezarlarda yatmakta olan şehitlerin Tozkoparan müfrezesine ait askerler olduğu bilinmektedir. Ashab-ı Kehf Mağarası’na 1873 senesinde Sultan Abdülaziz tarafından cami ve kitabe yapılmıştır.

Ashab-ı Kehf Mağarası’na ücretsiz olarak giriş yapabilirsiniz.

Taşkuyu Mağarası

Tarsus’un 12 km kuzeybatısında yer alan Taşkuyu Mağarası, Taşkuyu Köyü’nde bulunmaktadır.

Taşkuyu Mağarası, miyosen kireçtaşı ve Permiyen-Karbonifer mermerden oluşmaktadır. 2006 senesinde Tarsus Belediyesi’nin yapmış olduğu yol çalışmasında tespit edilmiştir.

Deniz seviyesinden 214 metre yükseklikte yer alan mağaranın uzunluğu 470 metredir. Mağaranın içerisindeki sıcaklık ise 19-24 derece arasında değişmektedir. Galeri için ayrılan alanda sarkıt, dikit, sütun, duvar, örtülü damlama taşları, havuz örnekleri ve perde damlama taşları yer almaktadır.

Taşkuyu Mağarası’nı keşfedebilmek için kişi başı ortalama 6-10 TL arasında bir ücret ödemeniz gerekmektedir.

Berdan Nehri (Tarsus Nehri)

Yaklaşık 124 km uzunluğu sahip olan Berdan Nehri, ilk olarak Berdan Barajı’na, daha sonra da Akdeniz’e dökülmektedir.

Antik çağlarda Cydnus olarak adlandırılan nehir, Pamukluk ve Kadıncık isminde iki kola sahiptir. Ülkemizde bulunan en derin ikinci nehirdir. Aynı zamanda dünyadaki en tatlı suya sahip olan bir akarsudur.

Berdan Nehri ya da halk arasında bilinen adı ile Tarsus Nehri, Türkiye’deki en sıcak suya sahip nehirler arasındadır. Fakat nehrin etrafında yer alan Toros Dağları’ndan nehre karışan sular, Bedran Nehri’nin suyunun soğumasına sebep olmaktadır. Eski çağlarda bu nehirde yüzen kişinin şifa bulduğuna inanılmaktaydı.

Bedran Nehrini ücretsiz olarak gezebilirsiniz.

Karabucak Ormanı

Mersin’e 25 km, Tarsus’a ise 5 km mesafede yer alan Karabucak Ormanı, ilçenin en eski ormanlarından bir tanesidir.

Tarsus antik çağda bir Akdeniz limanı olmasına rağmen Berdan Nehri üzerinde alüvyal birikintilerinin oluşması nedeniyle kıyı şeridi güneye doğru kaymaya başlamıştır. Kısa süre sonra nehir tamamen güneye hareket ederek Rhegma adında küçük bir lagün meydana getirmiştir. Lagün, nehrin akışını engellemiş ve yağmurlu günlerde sellere sebep olmuştur.

Zamanın Bizans imparatoru Justinianus, nehrin doğusuna su akışını daha rahatlatmak ve kolaylaştırmak için bir kanal yaptırmıştır. 700’lü senelerden sonra nehir kısmen kurumuş ve bataklığa dönüşmüştür. Bataklık nedeniyle ilçede sıtma hastalığı baş göstermiştir.

Mersin Belediyesi 1939 senesinde bataklığı temizlemek için bir çalışma yapmıştır. 885 hektarlık bir araziye okaliptüs dikilerek bataklık kurutulmuştur. 1960’lı senelerde ormanlık alan daha da büyümüştür.

İki kısma ayrılan Karabucak Ormanı’nın bir bölümü olan Güresin Ormanı’nda okaliptüs ağaçları bulunurken, diğer kısım olan Turan Emeksiz ormanlık alanında, çam ve fıstık ağaçları başta olmak üzere çeşitli türler bulunmaktadır.

Ziyaretçilerine keşfedilmesi gereken zenginlikleriyle pek çok seçenek sunan Tarsus’un doğa harikası güzelliklerini yerinde görmek için Tarsus Otelleri sayfamızı inceleyerek, bir birbirinden farklı hizmet seçenekleri sunan oteller arasından seçiminizi yaparak harika bir tatil planı oluşturabilirsiniz.