Tarsus’ta Mutlaka Gezilmesi Gereken Tarihi Yerler
Neolitik Çağ'dan bu yana tarih ve coğrafi açıdan çeşitli kültürlerin kaynaşma noktası olan ve eski Kilikya’da stratejik öneme sahip olan Tarsus, Kilikya ile İç Anadolu'yu birbirine bağlayan bir kavşak görevi görmektedir.
Yedinci yüzyıldan beri Tarsus, Bizans İmparatorluğu, İran ve Araplar arasında çok fazla el değiştirmiştir. Daha sonra Emevi Halifesi Muaviye (Kazuph Muaviye) ve Abbasi Halifesi Harun Reşit, Tarsus'u devralmıştır. 965 yılında Anadolu'daki Arap seferi sırasında ordu Tarsus'a yerleştirilmiştir. Halife Me’mun, Pozantı'daki savaşta vefat etmiş ve Tarsus'a defnedilmiştir.
Halife Me’mun, Ulu Camii'nin bahçesinde yer alan türbelerden birinde yatmaktadır. Anadolu Selçuklu Devleti, Haçlı Seferleri ve Memlüklerin devri sebebiyle daha önceki ekonomik ve ticari güçlülüğünü kaybetmiştir. Tarsus, 1375 senesinden sonra Ramazanoğulları ve Dulkadiroğulları beylikleri tarafından yönetilmiştir. 1517 senesinden sonra da Osmanlı İmparatorluğu’nun himayesi altına girmiştir.
832 senesinde Mısırlı Hidivi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğullarından biri olan İbrahim Paşa, Tarsus'a gelerek Tarsus çevresindeki surları yıkmıştır. Sadece Kleopatra'nın kapısı yıkılmamıştır. Tarsus, 1839 senesinde yeniden Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine girmiş ve Adana'nın bir kazası olmuştur. İlçe, 1918 senesinde Fransızlar tarafından işgal edilmiştir. Ankara Anlaşması'nın imzalanması ile birlikte, 27 Aralık 1921’de Tarsus işgalden kurtulmuştur.
Tarsus’un 26 km doğusunda Mersin il merkezi, 43 km doğusunda Adana, 80 km kuzeyinde Adana’nın Pozantı ilçesi ve 20 km kadar güneyinde ise Akdeniz yer almaktadır.
St. Paul Kilisesi
Tarsus ilçe merkezinde yer alan St. Paul Kilisesi, Tarsus Devlet Hastanesi’ne 1,5 km uzaklıktadır. St. Paul Kilisesi, İsa’nın 12 havarisinden bir tanesi olduğu ve dünyada Hristiyanlığı yaymak için pek çok mücadele veren Paul onuruna 12. Yüzyılda inşa edilmiş bir kilisedir. İncil’de de iki defa geçmektedir.
Bazı kaynaklarda Papa’nın 1198 senesinde bu kilisede büyükelçisi olan I. Leon'u Ermenistan Kralı olarak taçlandırdığı söylenmektedir.
St. Paul Kilisesi, 460 metrelik dikdörtgen bir mimaride tasarlanmıştır. Kilisenin başlıklarının her iki tarafta yer alan kemerli kapıları ve pencereleri Korinth tarzında boyanmıştır. Zemin beyaz ve siyah mermer levhalarla kaplanırken, ibadethanenin önündeki üçgen şekil, siyah ve beyaz mermer ile vurgulanmıştır.
Kilisenin gri granit sütunlarının kesme taştan yapıldığı ve antik çağa yapıldığına dair söylentiler vardır. Tavan kısmının ortasında Hz. İsa, doğusunda Johan ve Mataos, batısında da Marcos ve Lucas'ın freskleri bulunmaktadır. Kalın Roma duvarlarına sahip olan bu St. Paul Kilise, 1415 senesinde Ramazanoğlu Ahmet Bey tarafından restore edilerek camiye dönüştürülmüştür.
Kilise, günümüzde bir müze olarak kullanılmaktadır. Hristiyanlar için çok değerli bir yerdir. Tarsus'ta tarih, kültür ve inanç turizminin merkezi olduğu için pek çok turist tarafından ziyaret edilmektedir.
St. Paul Kilisesi’ne müze kartı olanlar ücretsiz olarak girebilirken, müze kartı olmayanlar 10-15 TL bir ücret ödeyerek giriş yapabilmektedirler. Kilise haftanın yedi günü açıktır.
Tarihte pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış ve farklı kültürleri bir arada yaşatmasıyla zengin bir tarihi geçmişe sahip Tarsus için planladığınız tatilinizde konaklama yapacağınız otele henüz karar vermediyseniz Tarsus Otelleri sayfamızı inceleyebilirsiniz.
St. Paul Kuyusu (Aziz Paul Kuyusu)
İlçe merkezinde yer alan St. Paul Kuyusu ya da bir diğer adı ile Aziz Paul Kuyusu, Tarsus Tren Garı’na 1,5 km, St. Paul Kilisesi’ne ise 950 metre mesafededir.
St. Paul Kuyusu, Hıristiyan dini için önemli bir ruhani merkezdir. St. Paul, Hıristiyanlığın Batı Avrupa'ya yayılmasında önemli bir rol oynamıştır ve İncil'de "öncü" olarak anılmaktadır. Kuyu, Paul'un evi olduğuna inanılan yerin avlusunda yer almaktadır. Bu ev, Paul’un doğum yeri olarak bilinmektedir. Avrupa ülkelerinden Kudüs’e hacı olmak için giden insanların bir geçiş noktasıdır.
Yaz ve kış aylarında su hacmi hiç azalmayan St. Paul Kuyusu’nun ağzındaki taş silindirik olmasına rağmen kuyu kare olacak şekilde tasarlanmıştır. Kuyunun derinliği yaklaşık 38 metre, çapı ise 1.15 metredir. St. Paul Kuyusu, UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi'ne alınmıştır.
St. Paul Kuyusu’nu müze karta sahip olanlar ücretsiz olarak ziyaret edebilirken, müze karta sahip olmayan insanlar 10-20 TL arasında bir ücret ödeyerek kuyuyu ziyaret edebilmektedirler.
Kleopatra Kapısı
Tarsus ilçe merkezinde bulunan Kleopatra Kapısı, St. Paul Kuyusu’na 1 km, St. Paul Kilisesi’ne ise 750 metre mesafede yer almaktadır.
Kleopatra Kapısı, Tarsus'un giriş kısmında bulunan, Deniz Kapısı olarak da adlandırılan tarihi bir kapıdır. Tarsus, günümüzde denizden içeride olmasına rağmen, eskiden çok büyük bir liman kentiydi. Ünlü Mısır Kraliçesi Kleopatra'nın bir tekneyle denizden çıktığı, ilçeye bu kapıdan girdiği ve Tarsus'ta Romalı General Antonio ile buluştuğu rivayet edilmektedir.
Kapının kesin bir yapım tarihi bilgisi olmamakla birlikte, kullanılan malzemelere göre geç Bizans ya da Abbasi döneminde inşa edildiği tahmin edilmektedir. Kleopatra Kapısı, Bizans döneminde surlarda yer alan kapılarından bir tanesiydi.
Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesinde de bahsedilen ve Horasan adı verilen harç ile at nalı şeklinde yapılan Kleopatra Kapısı 8,50 metre yüksekliğe ve 5,60 metre genişliğe sahiptir.
Tarsus Ulu Camii
İlçe merkezinde yer alan Ulu Camii, Kırkkaşık Bedesteni’ne 180 m, Tarsus Kaymakamlığı’na 750 m, Danyal Peygamber Kabri - Makam-ı Şerif Camii’ne ise 350 m mesafededir.
Tarsus Ulu Camii, Ramazanoğlu Piri Mehmet Paşa'nın oğlu tarafından 1579 senesinde inşa edilmiştir. Ulu Cami, yakın zamana kadar Cami-i Kebir veya Cami-i Nur olarak adlandırılıyordu. Günümüzde çevresindeki cami, türbe ve 1895 senesinde eklenen saat kulesi ile büyük bir külliye görünümündedir.
Dikdörtgen minare tamamen kesme taştan yapılmıştır. Memluk mimari özellikleriyle süslenmiş siyah beyaz mermer taç kapı, minarenin kuzeyinden yer almaktadır. Mermerden yapılmış mihrap ve zarif, klasik Osmanlı süsleme sanatının en güzel örneklerinden bir tanesidir.
Caminin doğusunda yer alan duvarına yakın olan türbede, Hz. Şit, Halife Me'mun ve Hz. Lokman Hekim’in lahitleri Tarsus'un inanç turizmindeki konumunu oldukça güçlendirmiştir.
Tarsus Ulu Camii’ni haftanın yedi günü, 08:00 ve 18:00 saatleri arasında ücretsiz olarak ziyaret edebilirsiniz.
Şahmeran Hamamı
Şahmeran Hamamı, Antik Yola 1 km, Kleopatra Kapısı’na 950 m, Kırkkaşık Bedesteni’ne ise 400 m uzaklıkta yer almaktadır.
Şahmeran Hamamı, insan başlı, yılan gövdeli Şahmeran'ın öldürüldüğü yer olarak bilinmektedir.
Ramazanoğulları tarafından inşa edilen hamam, mimari plan ve boyut olarak Türk hamamı özellikleri taşımaktadır. Şahmeran Hamamı, restore edilerek tekrar kullanıma açılan 4 eyvanlı, sıcak ve özel odalı bir yapıdan oluşmaktadır.
Mahmut Paşa Vakfı'na ait olduğu ve 1873 senesinde Mir Mahmut Galip tarafından onarıldığı, giriş kapısı üzerinde yer alan kitabede yazmaktadır. Uzun süre kullanıma kapalı olan Şahmeran Hamamı, 1990 yılında restore edilerek yeniden kullanılmaya başlanmıştır.
Şahmeran Hamamı’nın giriş ücretini ödeyerek, hamam içerisinde sunulan tüm olanaklardan istifade edebilirsiniz.
Danyal Peygamber Kabri ve Makam-ı Şerif Camii
Tarsus ilçe merkezinde bulunan Danyal Peygamber Kabri ve Makam-ı Şerif Camii, Tarsus Kaymakamlığı’na 250 m, St. Paul Kilisesi’ne 550 m, St. Paul Kuyusu’na ise 1,22 km uzaklıktadır.
Danyal Peygamber Kabri ve Makam-ı Şerif Camii, Türkiye'deki tek peygamber kabridir. Danyal, Hristiyan, Musevi ve Müslümanlar tarafından peygamber olarak kabul görmektedir. Tarsus'un en önemli yapılarından biri olan türbe ve yanındaki cami, din turizmi açısından da büyük öneme sahiptir.
Caminin doğusundaki mezarlık, peygamberin naaşının çalınmasını önlemek için kemerli ve tonozlu olarak ve Hz. Ömer'in istediği gibi Berdan Çayı deresinden su geçirilerek yapılmıştır. Bu nedenle naaş, caminin alt kısmında yer alan kalın bir ızgara altına gömülmüştür.
Danyal Peygamber Kabri ve Makam-ı Şerif Camii’ni haftanın yedi günü 08:00 ila 18:00 saatleri arasında ücretsiz bir şekilde gezebilirsiniz.
Kırkkaşık Bedesteni
Pek çok tarihi yapı gibi Tarsus ilçe merkezinde yer alan Kırkkaşık Bedesteni, Danyal Peygamber Kabri ve Makam-ı Şerif Camii’ne 200 m, Tarsus Kaymakamlığı’na ise 650 m mesafededir.
Kırkkaşık Bedesteni 1579 yılında İbrahim Bey tarafından yaptırılmıştır. Yapının ilk inşa edildiği zamanlarda marethane ve okul olarak kullanılmasına rağmen, Cumhuriyetin kuruluşundan sonra çarşı ve pazar olarak kullanılmıştır. Adını yapının dışında bulunan kaşık şeklinden almıştır.
Kırkkaşık Bedesteni, yöresel el sanatlarına ait bakır, seramik, gümüş, ahşap, dokuma, deri ve diğer hediyelik ürünler olmak üzere, yöresel lezzetlerin, kent tarihinin, toplumsal ve kültürel yaşamının anlatıldığı çeşitli yayınların satıldığı bir çarşıdır. Tarsus’a gittiğinizde çok sayıda hediyelik eşyayı bir arada bulabileceğiniz yerler arasındadır.
Kırkkaşık Bedesteni, haftanın yedi günü 08:00 ve 20:00 saatleri arasında açıktır.
Antik Yol
Tarsus merkezde bulunan Antik Yol, Kırkkaşık Bedesteni’ne 750 m, Danyal Peygamber Kabri ve Makam-ı Şerif Camii’ne ise 700 m uzaklıktadır.
Antik Yol, Roma döneminden kalma bir yerdir. 1993 senesinde Tarsus’taki bir otopark inşaatı sırasında keşfedilmiştir. 60 metre uzunluğundaki yolun en önemli özelliği, halen kullanımda olan ve poligon teknolojisi kullanılarak inşa edilen kanalizasyon sistemine sahip olmasıdır.
Antik Yol’dan geçenler arasında tarihin en ünlü isimleri Kleopatra, São Paulo, Hadrian ve Cicero bulunmaktadır.
Antik Yolu, gezebilmek için herhangi bir ücret vermenize gerek yoktur.
Ziyaretçilerine keşfedilmesi gereken zenginlikleriyle pek çok seçenek sunan Tarsus’un doğa harikası güzelliklerini yerinde görmek için Tarsus Otelleri sayfamızı inceleyerek, bir birbirinden farklı hizmet seçenekleri sunan oteller arasından seçiminizi yaparak harika bir tatil planı oluşturabilirsiniz.