Göynük İlçesinin Tarihi ve Turistik Yerleri

Zafer Kulesi

Göynük ilçe merkezinde, yüksek bir yerde bulunan bu kuleye yürüyerek gitmek mümkün. Beybahçesi Caddesi üzerinden 5 dakikada ulaşılabilir.

Temeli taş ve altıgen, ahşap ve 3 katlı olarak inşa edilmiştir. Cumhuriyet Dönemi’nin ilk kaymakamı Hurşit Bey tarafından 1923 tarihinde inşa ettirilmiştir ve 1960 yılında orijinal yapısı bozulmayacak bir şekilde restore edilmiştir.

Kurtuluş Savaşı’nın başarısı ve ilçenin desteğinin bir sembolü olarak yapılmıştır. Kule, ilçenin birçok yerinden görünmektedir ve ilçenin en güzel manzarasının bu kuleden izlendiği ifade edilmektedir.

Kuleye gitmek için yokuşları tırmanmak gerekir ve tepeye çıkıldığında Göynük’ün tarihi evlerini ve yeşil alanlarını tek bir karede görebilirsiniz.

Bu kuleyi ziyaret eden turistlerin ifadesine göre, kuleye uzaktan bakmanın ayrı bir keyfi ve kuleden olmanın apayrı bir keyfi var. İlçeye girenleri selamlayan bu kule her mevsim ziyarete açıktır.

Giriş ücreti yoktur.

Göynük ilçe merkezinde bulunan bu türbeye, yürüyerek 10 dakikada ulaşmak mümkündür. Özel araç ya da taksi ile gitmek isteyenler ise birkaç dakikada ulaşım sağlayabilir. Yolculuk için Beybahçesi ve Akşemseddin Caddesi tercih edilebilir.

Fatih Sultan Mehmet tarafından, hocası olan Akşemseddin adına yaptırdığı bir türbedir. Akşemseddin’in ölümü sonrasında, 1464 tarihinde inşa edilmiş bir türbedir. Türbe, altıgen biçiminde inşa edilmiştir ve yapımında kesme taş kullanılmıştır. Çatısı kubbe şeklinde, duvarlarının kenarlarında sivri kemerli dikdörtgen pencereler bulunur.

Türbenin kuzeydoğu tarafında yine sivri kemerli bir giriş bulunur ve burada inşa kitabesi vardır. İçerisinde Akşemseddin’in çocuklarının sandukaları bulunur, bu sandukalar ceviz ağacından yapılmış ve iyi bir usta tarafından üzerlerine işlemeler yapılmıştır.

1988 yılından bu yana, genellikle mayıs ayında, bölgede Akşemseddin Şenlikleri düzenlenmektedir ve şenlik zamanında Akşemseddin Türbesi ve konağı ziyaret edilir. Yapımından günümüze kadar ayakta durmuş olan bu türbeyi incelemek için her sene birçok turist bölgeyi ziyarete gelmektedir.

Haftanın her günü ziyarete açık bir türbedir ve saat 08.30 – 17.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.

Yapının içerisini gezmek ve incelemek için ücret alınmaz.

Fatih Sultan Mehmet’in değerli bir hocası ve dünyanın ileri gelen alimlerinden biri olan Hoca Akşemseddin, Göynük’ten geçerken bu ilçeyi çok beğenmiş ve burada yaşamaya karar vermiştir. Sonrasında hayatının geri kalanını burada geçirmeye başlamış ve ölünceye kadar bu konakta yaşamıştır. Konağın içerisinde büyük, geniş bir avlu bulunur ve yüksek tavanlıdır. Hem mimari yapısı hem de sahibi nedeniyle çok ilgi gören bir yapıdır.

Konağın içini ve çevresini gezmek ücretsizdir.

Bu tarihi cami, 1331 - 1335 yılları arasında Orhan Gazi’nin oğlu Gazi Süleyman Paşa tarafından yaptırılmıştır. Gazi Süleyman Paşa adına yapılmış olan ilk cami budur, diğer özelliği ise bölgenin en eski Osmanlı eserleri arasında olmasıdır.

Bu tarihi cami, 1875 tarihinde yaşanan bir sel baskınında yıkılmıştır ve 1878 tarihinde 2. Abdülhamit tarafından yeniden inşa edilmiştir. Ahşaptan yapıldığı tahmin edilen bu cami 1999 yılında bir yangına maruz kalmıştır ve ahşap bölümlerinin tümü yanmıştır. 2000 yılında yangından kurtulamamış bölümlerinin yerine, orijinaline uygun bir şekilde, yenileri yapılmış.

Dikdörtgen, ahşap tavanlı bu caminin inşasında kesme taş kullanılmıştır. Caminin giriş kapısına çıkan çift taraflı bir merdiven bulunmaktadır. Cami iki katlıdır ve pencereleri yuvarlak kemerlidir. Pencereleri dıştan alçı şebekeli, içerden ise vitraylıdır. Çatısı kiremit ile örtülüdür ve taştan yapılma, silindir bir minaresi vardır.

Caminin şimdiki hali, ilk yapıldığı halinden biraz daha değişiktir. Günümüze kadar aldığı hasarlara rağmen halen kullanılmakta ve ziyaretçi kabul etmektedir.

Giriş ücreti yoktur.

Bu hamam Gazi Süleyman Paşa Camii ile aynı tarihler (1331 – 1335) arasında inşa edilmiştir. Gazi Süleyman Paşa Hamamı, bölgede bulunan en büyük ve en eski hamamdır.

Ünlü Seyahatnamenin yazarı Evliya Çelebi, notlarında bu hamamdan bahsetmiş ve İstanbul’da bile böyle bir hamamın olmadığını ifade etmiştir. Bu hamam, erkekler ve kadınlar bölümü olarak ayrılmıştır ve çift taraflıdır. Her bölümde soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümleri bulunur.

Yapımında kesme taş kullanılmış olan her iki bölümde kubbe ile örtülüdür. 1950 tarihinden sonra detaylı bir restorasyon çalışmasına uğramıştır ve bazı cephe taşları değiştirilmiştir.

Bölgenin en büyük ve en eski hamam olma özelliğinin yanı sıra, bölgenin en sağlam yapıları arasındadır. Günümüze kadar sağlam bir şekilde gelmiş olan bu hamamın mimari yapısını incelemek için yıl boyunca birçok turist gelmektedir.

Hacı Bayram Veli’nin öğrencisi olan Ömer Sekkin adına yaptırılmış olan bir türbedir. Bir bıçakçı ustası olan Ömer Sekkin’e “Bıçakçı Ömer Dede” diyenlerde vardır. Hoca Akşemseddin ile aynı dönemde yaşamış olan Ömer Sekkin, rivayetlere göre 1475 yılında vefat etmiştir.

Ömer Sekkin Türbesi, yüksek bir platform üzerinde yer alır. Sekizgen şeklindedir ve kesme taştan inşa edilmiştir. Kurşun kaplamalı bir kubbe ile örtülmüş türbenin kuzeyinde, başlıkları bulunan iki sütunlu ve küçük bir kubbeyle örtülü bir revak mevcuttur.

Ahşap ve çift kanatlı, işlenmiş bir kapısı vardır. Kapının kemeri üstünde, içi boş olan bir kitabe kartuşu vardır. Duvarlarda taş söveli ve dikdörtgen şeklinde pencereler yapılmıştır. Türbe içerisinde Ömer Sekkin’e ait bir sanduka bulunur.

Bu türbeyi gezmek ücretsizdir.

Göynük ilçesinin hemen her yerinde, özellikle merkezinde, bulunan tarihi evler vardır. Sokaklarda dolaşırken bu evlere sıkça denk gelebilirsiniz.

Sit alanı olarak kabul edilen Göynük ilçesinde 135 tane tescillenmiş ev bulunur. Göynük’e herhangi bir nedenle gelen herkesin ister istemez karşılaşacağı evlerdir. Sıra halinde konumlanmış evler, birbirinin ışığını kesmeyecek şekilde inşa edilmiştir. Günümüze kadar tarihi dokusunu korumayı başaran bu evler kiremit çatılı, beyaz renkli ve ahşap yapımdır.

Sade ve zarif görünüşleri ile görenleri kendine hayran bırakan bu evlerin birçoğu günümüzde kullanılmaktadır. 20. yüzyılın başlarında yapılmış olan bu evler, bölgeye gelen turistlerin çok ilgisini görmektedir.

Evler arasındaki dar sokaklarda ve Arnavut kaldırımlarda dolaşarak kendinizi geçmiş zamanlarda hissedebilirsiniz. Evler genel olarak sadece zemin kat ya da 2 katlı olarak inşa edilmiştir ve birçoğunda merdiven bulunur.