Ayvalık'ta Mutlaka Görmeniz Gereken Tarihi ve Turistik Yerler
Antik çağlarda Kidonia (yabani ayva) anılan Ayvalık’ın ilk sahiplerinin Midilli’den geldiği düşünülmektedir. Kydonia olarak kullanılan ismin MÖ 330 yıllarından beri kullanıldığı belirlenmiştir. Sahil kesiminde yer alan ilçe, turizm olanakları, doğa ve zengin tarihi yerleri nedeni ile Ege Bölgesinin önde gelen ilçeleri arasında yer alıyor.
Günümüzdeki Ayvalık’ın kuruluşu ise Osmanlı dönemine, 1430-1440 yıllarına dayanır. Kurtuluş Savaşı döneminde İzmir’in işgal edilmesi ile 29 Mayıs 1922 yılında Yunanlıların işgal ettiği bir yerdir. İşgal 15 Eylül tarihinde son bularak yeniden Türk topraklarına katılmıştır. Ancak ilçenin demografik yapısı oldukça farklılık göstermektedir. Türkiye ile Yunanistan nüfus mübadelesinden nasibini almış, 19 Mayıs 1928 yılında Balıkesir’e bağlı bir ilçe olmuştur.
Ayvalık, Roma döneminde başlayan yerleşim yeri özelliklerini; Bizans, Selçuklu ve en son Osmanlı ile devam ettirmiştir. Bu nedenle ilçede tarihi eserler, özel alanlar çok sayıdadır.
Ayvalık’ta özellikli ve görülmesi gereken 3 büyük müze bulunur.
Taksiyarhis Anıt Müzesi
15. yy. da inşa edildiği düşünülen ve bölgenin ilk kilisesidir. Rumlar kilise çevresine yerleşerek, bu alanın genişlemesine neden olmuş, kilise bir süre sonra yetersiz gelmiştir. Dış yapısı oldukça sade olan kilisenin iç mimarisi ziyaretçileri bugün hala şaşkına çevirmektedir. Renkli motifleri ve figürleri ile gözünüze ve ruhunuza hitap edecek kilise, Kurtuluş Savaşı süresince Tekel deposu olarak kullanılmıştır.
Kültür Bakanlığı tarafından ilk restorasyon çalışmaları 2012 yılında başlamıştır. Ayvalık Taksiyarhis Anıt Müzesi merkezde yer alır.
Keşfedilecek pek çok noktası ile Balıkesir’in en çok ziyaretçi çeken noktalarından Ayvalık için planladığınız tatilinizde konaklama yapacağınız otele henüz karar vermediyseniz Ayvalık Otelleri sayfamızı inceleyebilirsiniz.
Rahmi Koç Müzesi
Ayvalık Cunda adasında bulunan, tarihi Taksiyarhis Kilisesi içinde yer almaktadır. Bu özel müze 2014 yılında ziyarete açılmıştır. Bazilika yapı tarzına sahip, tek kubbeli, dikdörtgen yapıdadır. Duvarların örülmesinde yöresel sarımsak taşı kullanılmıştır. Dış yapısı oldukça sade olan kilisenin içinde Aziz ikonlarının yanı sıra; havariler, bitkisel ve geometrik motifler yer almaktadır.
Yapı 1927 ile 1928 senelerinde camiye çevrilmiş ancak sonrasında Tekel Deposu olarak kullanılmıştır. 1944 depreminde ciddi hasar gören bina, definecilerin de tahribatına maruz kalmıştır. 2012 yılında Rahmi Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden 49 seneliğine kiralanarak restore edilmiştir. Sonrasında bu değerli tarihi yapı aslına uygun olarak tamamlanıp ziyarete açılmıştır.
Müzeye giriş saatleri sezonluk olarak değişiklik gösterir. Yaz döneminde 10:00 ile 19:00 arasında giriş yapabilir, kış döneminde ise 10:00 ile 17:00 zaman diliminde ziyaret edilebilmektedir.
Küçükköy Kent Müzesi
Eskiden Yeniçahori, günümüzde ise Küçükköy olarak adlandırılan yerleşim yeri; Fatih Sultan Mehmet’in adayı fetih etmesinin ardından 1462 yılında kurulmuştur. Eski dönemde korsanların hedefi olan bu yer, fetih sonrasında 300 Azap Muhafızı ve 200 Yeniçeri tarafından korunmaya alınmıştır.
Köy meydanında bulunan Kent Müzesi, köyün tarihini dillendiren ve hissettiren bir amaç güder. Tarihi eşyalar müzede geçmişin tüm anılarını günümüze taşımaktadır. Müzenin yanında o döneme şahitlik etmiş dev bir çınar ağacı ve altında yöresel karadut suyu içebileceğiniz bir çay bahçesi bulunmaktadır.
Ayvalık’ta bu kiliselerin haricinde görülmesi gereken cami ve kiliseler de mevcuttur. Agios Yannis Kilisesi, Saatli Camii, Çınarlı Camii, Ayazma Kilisesi, Ayışığı Manastırı, Agia Paraskevi Manastırı bunlardan sadece bazılarıdır.
Agios Yannis Kilisesi ve Tarihi Değirmenleri
Cunda Adası’nın girişinde bulunan Boğaz Köprüsü’nden 2,3 km ileride yer alan tepede bulunan Agios Yannis Kilisesi, bu bölgenin tarihini anlatan başka bir yapıdır. Aşıklar Tepesi denilen bu alanda yer alan kilise, Edremitli iki keşişin tepeyi keşfederek Aziz Yahya (St. John) anısına yaptıkları bir yapı olduğu bilinmektedir. 1944 yılında meydana gelen depremde çatısı çökmüş ve oldukça büyük bir hasar almıştır. Uzun yıllar bir harabe görünümde kalan tarihi kilise, Rahmi Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından 1997 yılında himaye altına alınarak onarımına başlanmıştır. Çevresinde bulunan değirmenin de restore edilmesi ile bugünkü durumuna ulaşmıştır. Kilise restorasyonu sonrasında Muhtar Kent’in babası Necdet Kent’in kitaplarını bağışlamasıyla içeride Sevim ve Necdet Kitaplığı açılmıştır. Bu alanda keyifle kitaplarınızı okuyabileceğiniz bir ortam, cafe ve internet erişimi de bulunmaktadır.
1989 yılında I. Derece sit alanı ilan edilmiştir. Kesme taşlar ve tuğlalar kullanılarak yapılmış olan yapı, müzeye bağlı olarak işletilmektedir. Şapele ait ikon resimler, objeler, kilisenin eski ve yeni resimleri de kitaplar arasında seyirlik olarak sergilenmektedir. Restorasyon kazıları esnasında Hz. Muhammed ve Kıyamet Alametlerinin anlatıldığı el yazması kitap ile bir kilise çanı bulunarak, sergilenmek üzere müzedeki yerini almıştır.
Şapel yanında ki değirmenler de bu restorasyondan nasibini alarak, temelleri üzerinden yeniden güncel görünümlerine kavuşmuşlardır. Kilisenin bulunduğu alan güzel bir manzaraya da sahip. Çevreye hakim olan tepeden Hasır Adası, Çataltepe ve Tavuk Adası rahatlıkla izlenebilir.
Sabah 09:00’da başlayan ziyaretçi kabulü 17:30’da son bulur ve girişler ücretsiz olarak gerçekleştirilir.
Saatli Cami
Ayvalık merkez İsmet Paşa Mahallesi’nde bulunan, 19.yy. döneminde Rumlar tarafından kilise olarak inşa edilmiş tarihi bir yapıdır. Dikdörtgen yapı planına sahip, dört sütundan oluşan, revak ve akantus yaprakları ile süslenmiş olan bir kapıdan binaya giriş yapılır. Yapının ana planı haç şeklindedir. Orta bölümde bir kubbe bulunur ve haçın kol bölümleri tonozlar ile örtülmüştür. Kilisenin çan kulesi Osmanlıya geçtikten sonra saat kulesine dönüştürülmüş ve bu nedenle Saatli Cami adını almıştır. Cami yapımı II. Abdülhamit dönemindedir. O dönem az sayıda olan Müslüman nüfus için düzenlenmiştir.
Ayazma Kilisesi (Faneromeni Kilisesi)
Ayvalık merkezde bulunan, Kemal Paşa Mahallesi sınırlarındaki bu tarihi yapı, içinde bulunan ve kutsal olduğuna inanılan sudan dolayı Ayazma (Kutsal Su) Kilisesi ismini almıştır. Kilisenin bilinen ve kullanılan bir diğer adı da Faneromeni Kilisesi’dir. Girişte 1890 tarihi yer alır. Bu nedenle Ayvalık geç dönem yapıları içinde yer almaktadır. Izgara planlı bir yapı planına sahiptir. 200 m² bir alanda yer alan yapının oturum alanı 150 m²’dir. Eni 8,6 metre, boyu ise 17,40 metredir. Yükseklik ise 12 metre olarak kayıtlara geçmiştir. Diğer kiliselerden ayrılan en büyük özelliği ise Kuzeydoğu- Güneydoğu yönünde inşa edilmiş olmasıdır. Zaman içinde kilisede bazı değişiklikler ve ilaveler olmuştur.
En dikkat çekici olan alanıysa giriş kısmıdır. Korint tipi bir yapıya sahiptir. Üstte üçgen bir alınlık bulunur. Yunan tapınaklarını andıran bu alan Neo-klasik tarza sahip geç bir yapı sergiler. Yapıda bölgesel sarımsak taşı kullanılmıştır.
Kilisedeki kutsal su konusu ise bir rivayete dayanır ve bugün dahi dillerdedir. Küçük bir kız her gece Meryem Anayı rüyasında görmektedir. Gördüğü rüyada Meryem Ana her zaman aynı yerde durur ve kaynaktan fışkıran sudan içer. Aynı zamanda kıza da bu suyu işaret eder. Bu rüya sürekli tekrarlandığından Kent Meclisine aktarılır. Meclis konuyu değerlendirir ve bir mesaj olabileceğini düşünür. Din adamları kızı alarak rüyasında gördüğü yeri tarif etmesini isterler. Tarif edilen yere gelerek kazı yapmaya başlarlar. Tarif edilen yerde birkaç kazmadan sonra bir su fışkırır ve bu alanda kilise yapılmasına, suyun da korunmasına karar verilir.
Ayışığı Manastırı
Ayışığı Manastırı Cunda Adası’nın kuzey bölgesinde yer alan Pateriça Yarımadası’nın uç noktasındadır. Bulunduğu yer itibariyle 299 rakıma sahip dik bir tepedir. Manastırda bulunan iki taş üzerinde 1771 ve 1795 tarihleri yazmakla birlikte, yapı tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Olasılıklar 1795 tarihini daha inandırıcı hale getirmektedir. Bu alan Katerinli Fahrettin Bey’in zeytinlikleri içinde yer almış, yazlık olarak kullanılan bölümde bulunduğu için bakımlı şekilde muhafaza edilmiştir. Avlunun içinde bulunan kilisenin giriş kapısı bölgede çıkan sarımsak taşı kullanılarak inşa edilmiştir. 1850 yıllarında yıkılarak yeniden restore edildiği düşünülmektedir. Günümüzde de ikinci kata çıkan merdivenler neredeyse tamamen yıkılmıştır.
Agai Paraskevi Manastırı (Tımarhane Adası)
Agai Paraskevi Manastırı ya da diğer adı ile Tımarhane Adası; Çamlık koyunun sonlarına doğru, Şeytan Sofrası olarak bilinen yerin eteklerinde yer almaktadır. Bu yarımada oldukça ilginç yapıları ile dikkat çekmektedir. Kayaların yapısı labirent gibi tüm manastırı sarmıştır. Rüzgarlı zamanlarda bu kayalardan uğultulu ve garip sesler gelir. 1950 yıllarına kadar psikoterapi merkezi ve çiftlik binalarının olduğu bu alan Cunda Adası’nın en gizemli yerlerinden biri olarak bilinir.
Agios Yorgis Manastırı
Yine Tımarhane adası yakınlarında yer alan Agios Yorgis Manastırı, Aya Yorgi olarak da anılmaktadır. Manastırın bulunduğu adada çok sayıda yabani güvercin bulunduğu için bölge Güvercin Adası olarak da bilinir. Yapım dönemi tam olarak bilinmeyen manastırın Orta Çağ dönemine ait olduğu tahmin edilmektedir. Manastıra deniz yoluyla ulaşmak için Paterica Koyu’ndan kayıkla ya da tekneleri kullanarak geçilebilmektedir.
Aya Athanasiu Kilisesi
Ayvalık Sarımsaklı bölgesinde bulunan kilise, günümüze kadar en sağlam kalmış kiliselerden biridir. Mübadele döneminden önce bu bölgede yaşayan Rumlar tarafından inşa edilmiştir. Yapıda üç manastır ve üç kilise bulunur. Günümüzde cami olarak kullanılan manastırın halihazırda restorasyon çalışmaları devam etmektedir.
Hayrettin Paşa Cami
Meryem Ana’nın isimlerinden biri olan Panaya adında bir kilisedir. 1850 yılında yapılmıştır. 1928 yılında cami olarak hizmet vermeye başlamıştır. Mimarisinde dikkat çeken 7 sütun bulunurken, renkli motiflerle bezeli, tarihi olarak birikimini yansıtmaktadır. Mavi tavan rengi yapının en göz alıcı alanıdır. Ayvalık merkezinde bulunan cami, eskiden papazların yaşadığı evlerden ve Rum okullarından oluşur.
Hamidiye Cami
Ayvalık Sakarya Mahallesi’nde bulunan, 19.yy. içinde Sultan Abdülhamit tarafından yaptırılmıştır. Kare bir mimariye sahip olan camiindeki kırmızı taşlar dikkat çekmektedir. Bir tek minaresi ve kubbesi vardır.
Panaya Manastırı
Yine Cunda Adası’nda bulunan, Kent Kitaplığı’nın bulunduğu alandadır. Denizden de rahatlıkla görülmektedir. Kalıntıları incelenmediği için yapım yılına ilişkin bir bilgi mevcut değildir. Tahminlere göre 1850 yıllarında yapıldığı düşünülmektedir. Kilise günümüzde sadece üç duvara sahiptir. Ancak pencerelerinden bakıldığında inanılmaz bir Ayvalık manzarasına sahiptir.
Despot Evi
Cunda sahil şeridinde bulunan Despot Evi dikkat çekici bir yapıya sahiptir. 1862 yıllarında Rum-Ortodoks rütbesindeki Despot tarafından yaptırılmıştır. 1897 yılında öldürüldükten sonra Osmanlı Devleti bu yapıyı satın almıştır. Bina bir süre devlet dairesi olarak kullanılmıştır. 1921 yılından sonra öksüz çocukların bakım evi olarak hizmet vermiş, okul ve yurt olarak kullanılmıştır. 1980 yılından sonra boşaltılmış ve zamanla yıpranmıştır. Günümüzde restorasyon çalışmaları başlayan yapı otel olarak kullanılmak üzere tasarlanmaktadır.
İlk Kurşun Kalesi
İlyas Peygamber Tepesi olarak bilinen, günümüzde Kurtuluş Savaşı döneminde atılan ilk kurşunun buradan olması nedeniyle, İlk Kurşun Tepesi adını almış kaledir. Ayvalık manzarasının en iyi olduğu bu alan, ziyaretçileri tarih ve doğa ile iç içe bir manzara keyfi ile baş başa bırakmaktadır.
Tatilinizi Balıkesir’in en güzel köşelerinden Ayvalık’ta planlamak ve konaklama seçeneklerine göz atmak için Ayvalık Otelleri sayfamızı inceleyebilirsiniz.